Pazartesi, Ekim 25, 2010

“Halkla İlişkiler ve Tanıtım” Sektörünün Dünü, Bugünü, Yarını..."

Ne olursanız olun, en iyisi olmaya çalışın, hedefiniz olsun, yaptığınız iş onun için basamak olsun İş başvurunuz cevapsız kalabilir, sakın moraliniz bozulmasın, bugün olmaz yarın olur, beş gün sonra olur. Stajlar sizi iş hayatına hazırlar, bulabildiğiniz oranda ve iş ayırımı yapmadan kendinize her alanda staj imkanı yaratın. Siz her şeyi bileceksiniz, ama mesleğinizi çok daha iyi bilmelisiniz. Dün ve bugünün çalışma hayatı biraz farklı, ofisler nasıldı dersek, size bunu anlatmak biraz zor olabilir... Dün: Daktilo, teleks, faks vs., kitap kaynak sayısı az, çalışma alanları dardı Bugün : Bilgisayar, notebook, internet, cep bilgisayarı, cep telefonu Hıza yetişemiyoruz Krizler yaygınlaşıyor Bireysel güç var, tüketiciler haklarının ayırdında, medya çeşitlendi Kitaplarda şimdi çeşitlilik var, sektör dergileri halkla ilişkiler uzmanlık alanlarına yönelik kitaplar arttı İletişimcilerin nitelikleri - Türkçe bilgisi / yazılı konuşma - Genel kültür - Gazetecilik deneyimi - Dış görünüme dikkat - İnsanı sevmek - Güleryüz - Görgü kuralları, topluluk içinde davranma - Çabuk kavrayan, örgütçü, dürüst , esnek, Sağduyu, araştırıcı yanı gelişmiş - Kendine güvenen - Yabancı dil - Teknoloji ile dostluk Tabi meslek bilgileri, stratejik düşünme, takım çalışması, analiktiklik, gibi bazı özellikler de yine sizi bekliyor. TÜHİD nedir? Türkiye halkla ilişkilere derneği, halkla ilişkiler mesleğini yürüten kişilerin üyesi olduğu 33 yıllık meslek örgütümüz. Sevgili hocamız Doç,Dr.Serra Görpe de yönetim kurulumuzda birlikte çalıştığımız arkadaşımız. Sayın Saydam ve sayın Saçkan da üyelerimiz ve Meral hanım tühid’in önceki dönem başkanı. Biz ne yaparız, meslek örgütü olarak sektörümüzü temsil ediyoruz. Mesleğimizi geliştirmeye çalışıyoruz, ulusal ve uluslararası platformlarda temsil ediyoruz. Siz genç arkadaşlarımız için aday üyelik sistemimizi geliştiriyoruz, bunun koordinasyonunu Serra hocamız yapıyor. Sevgili arkadaşlar, hangi mesleği yaparsanız yapın, meslek örgütünüze üye olun, meslektaşlarınızla aynı platformda buluşun, siz de mesleğiniz için bir şeyler yapın, sivil toplum örgütleri ve gönüllülük esasına dayalı çalışmalar, sizin mesleki başarınızı da olumlu etkileyecektir. Ve mesleki büyüklerinizden yeni konular öğrenirsiniz. Yine TÜHİD olarak, staj imkanı yaratma, kaynak kitap kazandırma gibi genç iletişimcilere dönük alt yapı çalışmalarımız var. Halkla ilişkilerin dünü bügünü yarını dediğimiz zaman; Dün zaten kitaplarda fazlasıyla yazıyor, bugüne de yine kamuoyunu, web sitelerini, yayınları takip ederek ulaşıyorsunuz. Ama mesleğimizin geleceği konu olduğu zaman işimiz biraz zor... Çünkü biz artık biliyoruz ki, bütün yollar iletişime çıkıyor... Sevgili genç arkadaşlarım, emin olun bütün yollar iletişime çıkıyor. Yani hangi iş alanı olursa olsun, her sektörün her işletmenin her yöneticinin iletişim çalışmasına ihtiyacı var. Halkla İlişkiler, 40 yıl önce çoğunluğun kuşkuyla yaklaştığı bir alanken, bugün kocaman bir sektör. Gençlerin üniversite tercihleri için ve iş kurmak isteyenler için de gözde bir meslek. Büyümek, güven kazanmak, daha çok tanınmak isteyen kuruluşların vazgeçilmez unsuru. 30-35 yıl önce bir kuruluşta halkla ilişkiler biriminin bulunmasına ya da şirketlerin bu konuda dışarıdan danışmanlık hizmeti almasına “fantezi” gözüyle bakılırken, şimdi çalışma hayatının olmazsa olmaz sektörlerinden biri. “İletişim kavramına baktığımızda ve “iletişimin sorumlusu kim?” diye düşündüğümüzde karşımıza çıkan iletişimin aslında hepimizin işi olduğudur. Kuruluşların en alt kademesinde görev yapan elemandan en üst kademesinde görev yapan CEO’ya kadar çok geniş bir yelpaze içinde cinsiyet, eğitim, statü farkı aranmadan iletişim her çalışanın, hepimizin görevi. Önemli olan iletişim disiplinlerinin bütün kademelere yayılması, uygulanması ve bir yaşam biçimi olarak benimsenmesinin, içselleştirilmesinin sağlanması. Bu konuda da üst düzey yöneticilere ve iletişim yöneticilerine çok önemli görevler düşüyor. Aslında artık halkla ilişkilerin bir yönetim bilimi olduğunun kabul edilmesi, yönetim biliminin en önemli dallarından biri olduğunun kabul edilmesi gerekir. Yöneticiler, hem kendi kariyerleri hem de kuruluşlarının geleceği için iletişimi önemli bir yönetim fonksiyonu olarak görmeli ve uygulanması için gerekli ortamı oluşturmalıdır. Günümüz organizasyon şemalarında iletişim yöneticilerinin pozisyonları CEO’lara çok yakın durumda. Bu da iletişimcilere çok önemli bir sorumluluk da yüklemektedir ki, o da sürekli mesleki gelişim sağlamaları, iletişim dünyasını takip etmeleri, ayrıca yöneticilik ve yönetim fonksiyonları konusunda bilgi sahibi olmaları ve gelişimleri takip etmeleridir. Bir diğer deyişle; - İletişimi yaşam biçimi olarak benimseyen, - Kuruluşuna hakim, - Üretim ve satış kadar hatta daha da önemli bir yönetim fonksiyonunun iletişim olduğunun bilincinde olan, - Hem kendi kariyerleri hem de kuruluşlarının gelecekteki başarıları için iletişimin önemini anlayan ve kavrayan yöneticiler, Geleceğin yöneticileri olacaklar. İletişimciler de kendilerini, geleceğin yöneticilerine ve yönetim modellerine, teknolojinin hızına ve sürekli değişime hazırlamalıdırlar. Bir diğer önemli konumuz: Etik Her mesleğin, ulusal ve uluslararası standartları olduğunu biliyoruz, bizim mesleğimiz için de aynı şey geçerli. Halkla ilişkiler alanında da meslek etiğinin uygulanırlığı her geçen gün daha da önem kazanıyor. Hepimizin görevi, sektörümüz, çalışanlarımız, hizmet verdiğimiz kuruluşlar bütününde toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilmek için meslek standartlarımıza sahip çıkmak ve uygulanabilirliğini yaygınlaştırmaktır. Ancak, bireylerin, toplumun genelindeki deformasyon, bütün meslekleri ve çalışma hayatını da erozyona uğratmış durumda. Mesleğimizin, sektörümüzün ve ülkemizin geleceği için hem kişisel hem de mesleki değerlerimize mutlaka sahip çıkmalı ve sonraki nesillere aktarımının sağlanmasını ve uygulanabilirliğini takip edebilmeliyiz. Ben genç arkadaşlarımın çok daha donanımlı ve kuvvetli olarak meslektaşlarımız arasına katılacağına ve mesleklerine sahip çıkacağına yürekten inanıyorum. 28 Kasım 2005

Hiç yorum yok: